25 Haziran 2013 Salı

Bebek ile herşey dahil tatil hatıraları

Bebeğimizle ilk tatilimiz 5 gün sürdü. İlk 2 gününü daha önce yazmıştım. Sonra ki 3 günde rutinleri seven bir anne olarak 2.günün aynısı şeklinde gelişti. Sadece 16'da kalktıktan sonra denize girmeden önce pastahaneye uğrayıp karnımızı doyurup daha sonra denize girdik. Bir daha snack-bardan bir şey yiyemedik (Dondurmaya hiç denk gelemedik.). Otelin konsepti olan bu saat uygulaması bizim rutinimize uymadı. Saat 16:00 dan 19:00 a kadar doğru düzgün yiyecek bir şey bulamıyorsunuz (pastadan başka). Hoş bu rutin bizim her zamanki rutinimiz değildi orada oluşan bir rutindi, bizde sevdik, yapacak bir şey yok, bu durumu kabullendik sabahtan çantamıza tahinli çörekleri atıp acıkınca onları yedik.

Otelden genel olarak bahsetmek gerekirse; 
Konsept: Ultra Herşey Dahil
Adından da anlaşılacağı gibi bir aile oteli, oteli kendi sitesinden incelerseniz çocuk suit odası olduğunu görebilirsiniz. Bizim kuzu 9 aylık olduğundan kids club nasıl bilmiyorum ama yeterli donanımları olduğunu gördüm. Kuzu 3 yaşına geldiğinde tekrar gitmek isterim. Havuzları çocuklar için çeşitli derinliklerde hazırlanmış. Küçük bir çocuk havuzu olmasına rağmen ana havuz 65cm derinliğinden başlıyor ve bu kısımda çocuklar tarafından işgal ediliyor. Kids club kısmında da başka bir havuz mevcut. Sayıya vurursak otelin yarısı çocuk yarısı ebeveyn diyebiliriz. Her odada muhakkak bir çocuk var. 

Otelin her yerinde hiç sıkıntısız pusetle dolaşabiliyorsunuz. Ana restoranın en kalabalık zamanında bile mama sandalyesi bulabiliyorsunuz. Neredeyse her masa için bir tane var. Ana restoranın girişinde çocuklar için özel büfe, masa, sandalye ve çizgi filim yayını var. Yemekler gayet lezzetli, her gün balık, tavuk, kırmızı et muhakkak var. Makarna ve pide çeşitleri de aynı şekilde. Salata büfesi ile zeytinyağlı kısmı da yeterliydi. Tatlı büfesi göz kamaştırıcıydı. Restoran ve servis yöneticileri her daim restorandaydılar, patron başlarında olunca personel kaytaramıyor zaten anlayacağınız servis de gayet güzeldi.

Konakladığımız standart oda, bebek yatağı ile birlikte yeterli alana sahipti. Hatta puseti bile odanın başköşesinde açık halde tuttuk. Kuzu gece mamasına devam ettiğinden odaya kattle talebimizi karşıladılar. Oda temizliği her gün gayet güzel yapılıyor, bir seferinde küçük hanımın yatağı kirlendi değiştirilmesini istedik hemen ilgilendiler. 

Tavsiye eder misin? diye soracak olursanız, çocuklu ailelere kesinlikle tavsiye ederim. Ancak genç çiftler vb. için uygun değil, bu kadar çocuk içinde eminim sıkılırlar.

  

 

20 Haziran 2013 Perşembe

Bebek ile herşey dahil tatil hatıraları 2.gün

Sabah 6:15 de kuzunun sesiyle uyandık. Karnını azda olsa anne sütüyle doyurduktan sonra hazırlığımızı yapıp kahvaltıya indik. Kuzu henüz 9 aylık, bu yüzden yiyeceklerinin büyük kısmını yanımızda getirdik. ilk defa evden uzak ve tecrübesiz olduğumuzdan tatsızlık yaşamak istemedik. Ekmeğimizi pekmezimizi ve hatta 2 günlük sebze çorbamızı bile buzluk içinde taşıdık (ne olur ne olmaz). Diyet büfeden tuzsuz peynir ve haşlanmış yumurtamızı alıp kuzunun kahvaltısını hazırladık. Değişik bir yerde kalabalık gürültü derken çok neşelendi. Sırayla bizde tabaklarımızı aldık hep beraber kahvaltı ettik. Kahvaltıdan sonra hemen plaja gittik. Plajın en ücra köşesinde ancak yer bulduk. Saat henüz 8 olmasına rağmen kaçta gelip havlu bırakıyor bu insanlar anlamak mümkün değil. Bizde kendimizi erkenci sanıyoruz.

Kuzu dün ilk deniz tecrübesini yapmıştı. ikinci tecrübede ilki gibi önce mızırtılı geçti. Antalya da olmamıza rağmen deniz henüz ısınmamıştı, suyun soğukluğu hem kuzunun hemde bizim canımızı sıktı. Girince alışamadık :). Bizde havuza gittik. 5 dakika kadar el değmemiş havuzda yüzünce kuzunun keyfi yerine geldi bu sefer hoopp oradan çıkarıp denize soktuk. Böylece deniz suyu o kadarda soğuk gelmedi. Simidine de alıştı, oyunlar falan derken gülücükler saçarak denize girdi. 

Denizden sonra babanın kucağında duş aldılar. Üstünü değiştirip biraz oyun ve ara öğünün ardından 30-40 dk bir şekerleme yaptı kuzucuk. Uyanınca bir kez daha denize girdik. Bu seferki taktik önce duş sonra deniz oldu. Her seferinde havuz sonra deniz yerine, duş ve deniz yaptık. Böylece duşta azcık mızırdansada denize girince keyfine diyecek yoktu.

2.deniz faslından sonra saat 11:30'u geçiyordu. Bir şeyler yemek için snack-bara geçtik ancak servis saatlerinin 12:30 olduğunu öğrendik. Neyse biraz dolaştık oyalandık gözleme çadırından gözleme aldık onu yerken büfe açıldı. Kuzuya mercimek çorbası içirmeğe çalıştım (gözlemenin tadına bakmıştı zaten) ama bu kadar sıcağa alışık olmadığından pek oralı olmadı. Bizde odamıza çekilmeye karar verdik. 

Oda da biraz ortalığı topladık, kuzuyu uyutmayı denedik ama başaramadık. Öğle yemeği saati de geldiğinden ana restorana gittik. Kuzuya çoçuk büfesinden sebze püresi aldık kendimizde tabaklarımızı hazırladık ve ailecek yemeğimizi yedik. Sebze püresi biraz tuzluydu ama onuda yoğurtla dengeledik. Meyve olarak da karpuzumuzu yedik. 

Yemekten sonra odamıza geri döndük. Bu sefer herkes yatağına kuruldu ve saat 16:00 ya kadar mışıl mışıl uyuduk. Saat 16:30 gibi tekrar plaj daydık. Denizimize girdik. Denizden sonra Snack -bardan bir şeyler yesek diye bakınırken kapandığını fark ettik. Allah'tan öğlen büfesinden aldığımız meyvelerimiz vardı. Sonradan pasta servisi yapılan cafeleri olduğunu hatırladık. Gittik ama orada da bir iki kuru pastadan başka bir şey kalmamıştı. Küçük hanıma evden getirdiğimiz sebze püresini yedirdik. Saat 18:30 gibi odamıza geri döndük. Sırayla duşlarımızı yapıp hazırlandık.

19-19:30 gibi yemeğe indik. Küçük hanım akşam yemeği yemediğiden kendisine sadece karpuz yedire bildik. Biz karnımızı doyurduktan sonra da tekrar odaya döndük. Küçük hanım sütünü içip gece uykusuna yattı bizde ona eşlik ettik.               

18 Haziran 2013 Salı

Bebek ile herşey dahil tatil hatıraları 1.gün

Merhabalar bugün Bebeğimizle ilk tatilimizin 1. günü 

Sabah 5:30 da küçük hanımın ısrarlı açlık ağlamalarını emzirmek suretiyle dindirip tekrar uyuduk. Saat 8'e gelirken artık sabah oldu kalkın manasına gelen sesler nedeniyle eh hadi kalkalım dedik. Sabah kahvaltımızı edip bavulun son kontrolleri yapıldı. (İhtiyaç listesini dönüşte yazacağım merak etmeyin.

Kayın validem ve kayın pederim bizi hava alanına bıraktılar. Bir büyük valiz, decathlon'dan geçen sene aldığımız katlanınca küçücük olan büyük bir çanta, puset, bebek bakım çantası, eşimin fotoğraf makinesi çantası... 2 yetişkin ve bir bebeğe aitler. Hava alanında kontrollerden bu eşyalarla nasıl geçeriz diye çok düşünmüştüm ama korktuğum gibi olmadı bebeği güvenlik görevlisi alıyor siz eşyaları cihaza koyup geçiyorsunuz sonra bebeği veriyorlar. Bebek de x ray den geçecek mi derdi yok. Tek problem herkesin elinde mıncık mıncık oluyor çocuk. İlk kontrolden sonra bagaj teslimi var. Uçak biletleri için online check in yapmıştım. Burada şunu da söyleyeyim bebekli yolcunun checkin işlemi otomatik olarak yapılmış oluyor önce onu kabul edip biniş kartını bastırmadan yer değişikliği yapabiliyorsunuz. Biz 11. sıradaydık 6.sıraya değiştirdik. 11. sıra kanat iken kanadın önüne geçtik. İyimi yaptık onuda bilmiyorum. Neyse valizle çantayı bagaja verdik puseti de uçak kapısında teslim edeceğimizi söyledik; bize kocaman bir poşet ile bagaj etiketi verdiler. 2. Kontrolden sonra biraz mola verelim dedik, küçük hanım sıkılmasın diye 1-2 tur attık ve sonrasında da sıra uçağa binmeye geldi. Uçak kapısında puseti torbaya koy uçağa yerleş her şekilde heyecanlı ve sıkıntılı. Uçağa neredeyse en son biz bindik fenada olmadı tavsiye ederim. Beklemek zaten sıkıcı birde bebekle daha da zor olsa gerek. 

Uçak kalkarken bizim kız sessizleşti sesleri dinledi emziğini emmeye devam etti. Sonra nereden anladı bilmiyorum, uçak burnu düzeltip kemer lambaları sönünce bizimki normal moduna geri dündü. Bu çocuklar bir acayip. Yolun büyük kısmını Anadolujet dergisini inceleyerek geçirdik, sandviç ikramının tadına baktık. Son 5 dakika biraz huzursuzlandı ama onun nedeni sabahtan beri doğru düzgün uyuyamamış olmasıydı onuda babanın söylediği ninni ile atlattık zaten uçak da bu arada indi. Uçaktan neredeyse en son biz indiğimizden pusetimiz uçak kapısında bizi bekliyordu. Bu da süper kolaylık bagajların çıkması çok zaman aldığından onları beklerken küçük meleğiniz kucağınızda perişan olmuyor. 

Nihayet bagajımıza ulaşınca transfer aracımıza yöneldik. Ancak baktık ki gelmemiş... neyse bir telefon 5 dakikalık bir bekleyiş sonrasında araba beklerken minibüs geldi bizi almaya, 15 kişilik araca 3 kişi kurulduk, 20-30 dakikalık bir yolculukla otelimize sağ ve sağlim olarak vardık. 

Otelimiz IC Santai, resepsiyona yanaştım ama siz lobi bara geçin biz yanınıza gelelim dediler. Bence güzel bir karşılama oldu. İçeceklerimizi içerken evrak işleri halledildi ve odamıza çıktık. Oda hazırdı ancak Kuzunun yatağı ve kattle gelmemişti onları ancak akşam üstü getirebildiler. Neyse biz pozitif insanlar olduğumuzdan çok dert etmedik. Hazırlanıp snack bara ulaşmamız saat 15:45 i buldu Kuzuyu yedirelim diye de yemek saatini kaçırdık. Alacart restorana çevirdiler bir anda snack barı bizi de kibarca kovaladılar. Bu kısmını sevmedim. 

Yemekten sonra Kuzuyu denizle tanıştıralım dedik ama bu süre zarfında o kadar ısınmıştık ki deniz buz gibi geldi Kuzu da beline kadar girdi ama bir yandan soğuk su bir yandan uykusuzluk çok mızırdandı. Ağlamadı ama mızırdandı. Deniz faslından sonra pusetinde 30 dk kadar uyudu Kuzucuk. Ağlayarak uyandı ve mızırtısı geçmedi bizde toplanıp odaya çıktık. Banyodan sonra da hemen uyudu Kuzucuk. Bizde sırayla banyo yaptık, sonra da sırayla yemeğe gittik. Kuzuyu yalnız bırakmak olmaz oda uykusuz uyandırsak huzursuzlanacak en iyisi buydu. Sonra da bütün gece oda da oturduk. Oda da oturduk ama hiç bir gösteriyi kaçırmadık. Odamız deniz-havuz manzaralıydı. Havuz barda gece 2 ye kadar canlı müzik vardı. Kuzu bu kadar yüksek seste uyumaya alışık değildi ama mışıl mışıl uyudu.