6 Ekim 2010 Çarşamba

Yine Bir Tatil Dönüşü

Eşimin iş değişikliği nedeniyle bir haftalık izin kullanmamız gerekti. Bu duruma bir üzüldük bir üzüldük :) en iyisi biz yine Antalya'ya gidip kısa bir deniz tatili yapalım dedik. Aslında plan başta side'ye gitmekti ancak beğendiğimiz otelde yer kalmamıştı. Bizde ikinci en iyiye gitmek zorunda kaldık. Crystal Flora Beach Resort, Beldibi mevkiinde, Antalya'dan Kemer'e giderken ilk yerleşim noktasında. Otel fena değildi birkaç olumsuzluk yaşadık ama genel bir değerlendirme yapmak için belkide sezonda gitmek lazım.


Saat 13:45 gibi otele varmıştık. Otelin garajı dolu olduğundan arabayı otelin karşısında bulunan açık alana bırakmak zorunda kaldık. Resepsiyona geldik rezervasyonu bir acentadan yaptırmıştık. Gerekli kağıtları verdik, işlemleri yaptılar ama odamız henüz hazır değildi. Biz sizi cepten arar haber veririz dediler, siz yemeğe gidin dediler. Eşim bu duruma biraz sinirlendi çünkü saat bu arada 14:00 olmuştu, odayı vermek zorundalardı. Neyse 5 dakika sonra hala lobide otururken telefon çaldı odanız hazır dendi. Bu seferde bellboy bekledik ama hiç kimse gelip gitmedi. Resepsiyondaki hanımefendi biraz bekleyin, biraz oturun deyip durdu. En sonunda canımıza tak dedi bavulu alıp odamıza kendimiz gittik. Allah'tan oda kartını verdikleri küçük dosyacığın içinde harita mevcuttu. Odayı bulduk ve tatilimiz nihayet başlaya bildi. Yalnız oda ile ilgilide bir problem vardı, Antalya'nın nemi odanın her yerine sinmişti. Klima çalıştığı zaman pek rahatsız etmedi ama odaya ilk girdiğinizde hep aynı koku sizi karşılıyordu.

Üzerimizi değiştirip havuz kenarındaki snack bar a gittik. Birçok otelde uygulanmaya başlanan yeni konsept snack bardaki servisin açık büfe değil alacarte olarak yapılması. Burada da alacarte servis yapılıyor, siparişinizi veriyorsunuz taze taze yapıp getiriyorlar. Menüde tabii makarna, pizza, köfte, salata gibi klasikler var. Gözleme çadırı da unutulmamış. Karnımızı doyurduktan sonra denizin ve artık sizi kavurmayan güneşin tadını çıkardık.

Otelde 3 adet havuz var. 3 tane değince dev havuzlar düşünmeyin makul ölçülerde yan yana havuzlar. Biri zaten iki tane kaydırağın bulunduğu havuz diğeri otelin merkez havuzu (herşeye yakın olan ve çocuk havuzu bulunan) ama bizce en güzeli relax havuzu. Bu havuz diğer havuzların yanında olmasına rağmen gösterişsiz tek düze dikdörtgen şekilli bir havuz. Ama özelliği diğerlerine oranla daha sessiz olması, atlama, zıplama, müzik, animatör falan yok. Çoçuk da yok çünkü sıkılıp kaçıyorlar. Denizi anlatmaya gerek yok zaten.

Akşam yemeğine gelirsek, açık büfenin tamamı kapalı bölümde servis ediliyor ancak oturma alanı olarak kapalı bölüm baya küçük. Yazın kavurucu sıcaklarında dışarıda yemek yemek bunaltıcı oluyordur. Ama bu mevsim dışarısı muhteşemdi. Yemeklere gelirsek fena değillerdi. Zeytinyağlı - Salata kısmı iyiydi. Mesela her gün zeytinyağlı enginar vardı. Bir gün suşi bile yedik. Ana yemekler çok iyi değildi ama vasatta değildi. Bu mevsimde değerlendirme yapmak pek doğru olmaya bilir. Çünkü 3 .gün otel nüfusu neredeyse tamamen değişti. Bizim giriş yaptığımızda tatil yapan genç Rus turistlerin yerini 60-70 yaşlarındaki Ruslar ve Antalya'ya kongre için gelen Türkler aldı. Yemek büfesi de 6 reyondan 3 reyona düşürüldü. Tabii oteldeki tek restoran bu değil alacarte olarak servis yapan 5-6 tane restoran daha var. Tüm konaklama boyunca 1 sefer rezervasyon yaptırarak bu restoranlardan yararlanmak ücretsiz.

Bu kadar otel tanıtımı yeter, geri kalanı bildiğiniz her şey dahil sistemindeki otellerden pek farklı değil. 5 gecelik tatilimiz pek de fena geçmedi, bol bol oyun oynadık Nintendo DS Trauma Center, anlayacağınız bol bol ameliyat yaptık. Ntv yayınlarının çizgi romanlarından okuduk. Kısaca uyuduk uyandık yedik içtik dinlendik...