5 Ekim 2007 Cuma

55,5 saatlik İstanbul Gezisi

Uzun bir aradan sonra merhaba,
Başlıktanda anlaşılacağı üzere çok kısa süren ama iyi planlanmış bir istanbul gezisini anlatıcam.

Gezimiz Ankara'dan başlıyor. Saat 22:30 civarında Ankara garında bizi İstanbula götürecek olan Fatih ekspresini bekliyoruz... diyemiyicem erken gitmiş olmamıza rağmen tren garda bizi bekliyor. Bu arada tarih 14 Eylül 2007 (yani 1,5 sene önceki hikaye ama ben kısa özetini bir yere not etmiştim ordan kopya çekicem) Sonbaharın parçalı bulutlu günlerinden biri... ben yazana kadar saat 23:30 oldu bile ve tren hareket etti. Sabah 08.00 de Haydaşpaşa'da olucaz, biraz uyumak iyi olur ama mümkün değil. Neden mi trende elektrikleri 1 saniyeliğine bile olsa söndürmüyorlar, ışığı kısmıyorlar bile. Yapıcak birşey yok yarım yamalak hir uykudan sonra sabah oluyor. Haydarpaşa sondurak. Garın ünlü basamaklarında inip denize kavuşuyoruz. Karşıya, Avrupa kıtasına, Karaköy'e gitmek için yanaşan ilk vapura atlıyoruz. Vapurdan Haydarpaşa....


İstanbul'da mevsim ve vaktiniz uygunsa keyif için gidiyorsanız karşıya geçmenin en güzel- zevkli yolu vapurlar. Boğazturu kadar güzeldir vapurla haydarpaşadan karaköye geçmek veya adalara gitmek. İstanbul'da yaşayanlar için belki zulüm gibi geliyordur bunlar ama bizim gibi misafirler için en cazip noktalar bunlar... Bir yanda Tarihi Yarımada; Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii,


Bir yanda Galata Kulesi...



Karaköy'den İstiklale çıkmanın en kolay ve güzel yolu tabii ki tarihi Tünel. Ancak biz ordayken tünel bakım nedeniyle kapalıydın, bizde karaköyden tramvaya bindik Kabataş durağında indik. Burdan tarihi Tünelin torunu olan Feniküler'e binip Taksim'e ulaştık. İstanbul'da taksi ucuzdur ama modern toplu taşıma sistemleriyle gezmek İstanbul'u anlamak için bence daha iyi. Hele de bir çoğu yer altında değilde yerüstünden gittiklerinden İstanbul'un hiçbir manzarasını da kaçırmıyorsunuz.

Öncelikle konaklama noktamıza ulaşıp üstümüzü değiştirip, ağırlıklarımızdan kurtulduktan sonra kahvaltı için İstiklalin başındaki simitçiyi seçtik. Kahvaltıdan sonra Taksime geldiğimiz yoldan geri döndük ama bu sefer Sultanahmet'e (fenikülerle kabataş'a ordanda tramvayla sultanahmet'e) kadar gittik. Sultanahmet'te Almançeşmesi,

Dikilitaşlar,

Sultanahmet Camii,

Büyük Saray Mozaikleri,

Ayasofya,

Yerebatan Sarnıcı'nı gezdikten sonra öğle yemeğinde Sultanahmet mcdonalds da yedik. Bu bölümden daha önceden görmediğim yerler Sultanahmet Camii ve Büyük Saray Mozaikleri idi. Bana sorarsanız Mozaikleri kaçırmayın derim.

Öğle yemeğinden sonra Topkapı Sarayı, sarayın Harem bölümü ve Sarayın yakınıdaki Arkeoloji Müzesini gezdik. Bu grupda da Arkeoloji müzesi görülmeye değer.



Arkeoloji müzesinin bahçesinde biraz dinlendikten sonra yürüyerek Kapalıçarşıya gittik. Kapalıçarşıdan geçerek Beyazıt Meydanı, Beyazıt Camii, İstanbul Üniversitesi kapısı



önünden Yangın kulesini görerek



Süleymaniye Camii'ne yürüdük.



Süleymaniye Camii tüm gezinin en muhteşem yapıtıydı. Ne Ayasofya ne Sultanahmet Camii, Süleymaniye konumuyla, manzarasıyla bile muhteşemdi. İçini gezemedik çünkü tam namaz vaktiydi çok beklememiz gerekecekti. Fotoğraf çekerek ayrıldık.

Süleymaniyeden sonraki planımız Eminönüne inerek Rüstempaşa Camiini görmek Mısır Çarşısını dolaşmaktı ama yapamadık. Klavuzluk kavgasını kaybedip kendimi karganın akışına bırakınca kendimizi bir anda gecekonduların arasında bulduk. Kapı önlerinde oturmuş, yolu şaşırdıkları çok belli olan bizlere bakarak muabbet eden semt sakinleri, vaktin geç olmadığına duva ederek önlerinden yürüyüşümüzü pek de yadırgamadılar. Allahtan kısa sürede kendimizi bir anayola attık. Etrafımıza bakıp nerde olduğumuzu anlamamız uzun sürmedi . Meğersem Vefa'ya düşmüş yolumuz. Ünlü Unkapanı Plakçılar Çarşısı önünden taksiye binerek konaklama noktamıza geri döndük.

Duşumuzu alıp biraz dinlendikten sonra İstiklale yürüdük. Starbucks'da kahve içip yorgunluğumuzu attıktan sonra mağzalar, kitapçılar, pasajlarla dolu İstiklali bir ucundan diğer ucuna gezdik. Akşam yemeği olarak Balık Pazarında Balık - Midye yiyip Bira içerek günün sonunu getirdik.

...

Deliksiz bir uykunun ardından 15 Eylül 2007'nin pazar sabahında kahvaltımızı edip odamızı teslim ettikten sonra İstiklal Caddesinden yürüyerek Galata Kulesine vardık.



Kulenin tepesine çıkıp İstanbul manzarasını ölümsüzleştirdikten sonra yüksek kaldırımdan Karaköy'e indik. Bankalar Caddesinde Osmanlı Bankasının binasını Komondo merdivenlerini gördükten sonra tramvayla Kabataşa gittik. Kabataşdan yürüyerek Dolmabahçe Sarayına vardık. Sarayı ve Haremi gezdikten sonra taksiyle Ortaköye gittik. İstanbul'un simgesi olan Ortaköy Camii ve Boğaz köprüsü manzarasında öğle yemeği olarak balık ekmek yedik.



Hava İstanbul genelinde az bulutluydu. Kimi zaman terletti kimi zamanda üşüttü. En çok üşüdüğümüz zaman ise 1 saatlik Boğaz turuydu. Boğaz turu çok güzeldi ama gerçekten çok üşüdük. Boğaz turu dönüşü ısınmak için starbuksda kahve içip dinlendikten sonra Ortaköy'den Beşiktaş'a yürüdük. Bol ağaçlı ve sadece kapılarınıda görseniz eski saraylar ve okul binalarlıyla dolu bir yol.

Beşiktaş'a ulaştığımızda yorulmuştuk ve planımızın bundan sonraki kısmı doğaçlama olacaktı. Otobüs saatine de çok ama çok vardı bizde taksiyle Cevahir Alışveriş Merkezine gittik. Cevahirde baya bir gezdikten sonra metroyla taksime gittik. Önce Ulusoyun ofisi bulduk sonra da İstiklalde ..... güzel bir yemek yedik. Yemekten sonra emanete bıraktığımız eşyalarımızı almaya konaklama noktamıza gittik. Otobüs saatine kadar lobide televizyon seyrederek vakit geçirdik. Servis saatine yakın Ulusoy acentesine gittik. Saat 24:00 da otobüsümüze binip Ankara'ya doğru yola çıktık. Sabah 06:00 sularında Ankara'ya sağ salim vardık. Böylece 55,5 saatlik İstanbul serüvenimiz de son buldu.

YORUM: İstanbul çok güzeldi.
Süleymaniye çok güzeldi
Arkeoloji Müzesi çok güzeldi.
Büyük Saray Mozaikleri çok güzeldi.
Vefa da kaybolmak .......... (bunun için kelime bulamadım)
Boğaz turu soğuktu.
24:00 otobüsünü beklemek eziyetti.
06:00 da Ankara'ya gelip 07:30 da işe gitmek ve 18:00 ' e kadar mesai bir felaketti.
......
Herşeye rağmen en yakın zamanda tekrarlanacaktır.
:)

Bu arada gezi maliyeti kişi başı herşey dahil 310YTL tuttu.